Turkish/Compound Verbs
Compound Verbs are one of the main ways of accepting new verbs into Turkish. Most of these verbs will be familiar to you if you are an Arabic or Persian speaker, but if you aren't, this is new vocabulary to learn. Note that verbs which undergo a sound change are written together.
With etmek
[edit | edit source]A
[edit | edit source]acele etmek: to hurry
affetmek: to forgive
akıl etmek: to devise
akın etmek: to swarm
alakadar etmek: to concern (someone)
alay etmek: to make fun of
alet etmek: to mediatize
alt etmek: to overcome
altüst etmek: to wreak havoc, to revolutionize
ameliyat etmek: to operate (do a surgery)
analiz etmek: to analyse
anons etmek: to announce
arz etmek: to present (formal speech)
arzu etmek: to wish, to want
ateş etmek: to fire (at someone)
atfetmek: to atribute
ayıp etmek: to behave shamefully
ayırt etmek: to differentiate
azletmek: to impeach
azmetmek: to determine (to have determination)
B
[edit | edit source]bahane etmek: to make up a reason
bahsetmek: to mention
baş etmek: to deal with
beddua etmek: to wish/prey for something bad to happen to a person
belli etmek: to make something obvious
beraat etmek: to be acquitted
bertaraf etmek: to abolish
beyan etmek: to declare
bloke etmek: to block
boca etmek: to pour
boykot etmek: to boycott
C
[edit | edit source]cesaret etmek: to have courage to do something
cüda etmek: to separate
cüret etmek: to dare
D
[edit | edit source]dâhil etmek: to include
dans etmek: to dance
davet etmek: to invite
defetmek: to expel
defnetmek: to bury (the body of someone)
depo etmek: to store
deşifre etmek: to decypher
devam etmek: to continiue
devretmek: to transfer
dezenfekte etmek: to disinfect
dikkat etmek: to pay attention
dikte etmek: to dictate
dua etmek: to pray
E
[edit | edit source]elde etmek: to acquire
emanet etmek: to trust someone to keep one of your belongings
emretmek: to order (someone)
endişe etmek: to worry
eşlik etmek: to company
etki etmek: to affect
eziyet etmek: to make (someone) suffer
F
[edit | edit source]fark etmek: to notice
farz etmek: to assume
feda etmek: to sacrifice
felç etmek: to paralyze
feshetmek: to dissolve (an institution)
fethetmek: to conquer
firar etmek: to flee
flört etmek: to flirt
G
[edit | edit source]garanti etmek: to guarantee
gasbetmek: to extort, to mug
gayret etmek: to put effort
göç etmek: to migrate
H
[edit | edit source]haczetmek: to seize, to repossess
hak etmek: to deserve
hakaret etmek: to insult
halletmek: to take care of (a job)
hapsetmek: to jail
haram etmek: to commit haram
harap etmek: to devastate
hareket etmek: to move
hatmetmek: to read the whole Qur'an
havale etmek: to endorse, to turn over
hayal etmek: to dream
hayret etmek: to be surprized
heba etmek: to waste
hediye etmek: to gift
hesap etmek: to calculate
heves etmek: to have a desire
hicret etmek: synonymous with göç etmek
hipnotize etmek: to hypnotize
hitap etmek: to adress, to appeal (to a group)
hoşnut etmek: to make someone satisfied/happy
hücum etmek: to assault
hükmetmek: to dominate, to deliver a verdict
I
[edit | edit source]ıslah etmek: to reforem (someone)
ısrar etmek: to insist
İ
[edit | edit source]iade etmek: to return (something)
ibadet etmek: to pray/worship
icap etmek: to be necessary
icat etmek: to invent
idam etmek: to execute (someone)
idare etmek: to handle, to administer, to make do (with something)
iddia etmek: to claim (to do something), to bet
idrak etmek: to comprehend
ifade etmek: to state
iflas etmek: to be bankrupt, (for organs) to fail
ifşa etmek: to expose
iftar etmek: muslim dinner in Ramadan after the end of fasting
iftihar etmek: to take pride
iftira etmek/atmak: to slander, to defame
ihale etmek: to tender
ihanet etmek: to betray
ihbar etmek: to report (to authorities)
ihlal etmek: to violate
ihraç etmek: to export, to expell
ikamet etmek (colloquially: ikâmet etmek): to inhabit
ikaz etmek: to warn
ikmal etmek: to top up
ikna etmek: to convinve
ilan etmek: to announce, to declare
ilave etmek: to add
ilhak etmek: to annex
iltifat etmek: to compliment
ima etmek: to imply
iman etmek: to have faith
imha etmek: to destruct
imtihan etmek: to test (someone)
inat etmek: to insist
infaz etmek: to execute (a task)
inkâr etmek: to reject, to deny (that an event took place)
insaf etmek: to have mercy
inşa etmek (colloquially: inşaat etmek): to build
intihar etmek: to commit suicide
ipotek etmek: to mortgage
iptal etmek: to cancel
isabet etmek: to hit a target successfully
ispat etmek: to prove
israf etmek: to waste
istifa etmek: to resign
istifade etmek: to make use of
istifra etmek: to throw up
istihdam etmek: to employ
istila etmek: to invade
istinat etmek: to base on
istismar etmek: to abuse
istişare etmek: to counsel
isyan etmek: to rebel
işaret etmek: to point
işgal etmek: to occupy
itaat etmek: to obey
itilaf etmek: to come to an agreement
itina etmek: to give attention while doing a job
itiraf etmek: to confess
itiraz etmek: to object
izah etmek: to explain
izole etmek: to isolate
K
[edit | edit source]kabul etmek: to accept
kahretmek: to curse
kahvaltı etmek: to have breakfast
kastetmek: to mean
katetmek: to make progress
katletmek: to massacre
kavga etmek: to fight
kaybetmek: to lose
kaydetmek: to record
kâr etmek: to make profit
kem küm etmek: to stutter
keşfetmek: to discover
kolaçan etmek: to poke around, to check
komuta etmek: to command
kontrol etmek: to control, to check
koordine etmek: to coordinate
kumanda etmek: to command
kurban etmek: to sacrifice
küfretmek: to swear (use bad language)
L
[edit | edit source]laf etmek: to chat, to complain
lanet etmek: to curse (cast a curse)
lime lime etmek: to shred
linç etmek: to lynch
lütfetmek: to grant
M
[edit | edit source]mağdur etmek: to victimize
mağlup etmek: to defeat (someone)
mahcup etmek (colloquially: mahçup etmek): to embarrass
mahkûm etmek: to damn, to condemn (into a fate)
mahrum etmek: to deprive
mahvetmek: to ruin
mars etmek: win a 2 point score in backgammon
mat etmek: to checkmate
mecbur etmek: to obligate
memnun etmek: to satisfy
menetmek: to forbid
merak etmek: to wonder
merhamet etmek: to have mercy
meşgul etmek: to occupy (one's time)
misafir etmek: to entertain a guest
mobilize etmek: to mobilize
muamele etmek: to treat
muayene etmek (colloquially: muayne etmek): to check up, to survey, to examine
muhabbet etmek: to chat
muhafaza etmek: to preserve
muhakeme etmek: to reason
muhalefet etmek: to oppose
muvafakat etmek: to consent
mübadele etmek: to exchange
mübalağa etmek: to exaggerate
mücadele etmek: to struggle
müdafaa etmek: to defend
müdahale etmek: to intervene
münakaşa etmek: to debate (less formal than münazara etmek)
müracaat etmek: to apply (send an application)
müsaade etmek: to allow, to let something happen
müzakere etmek: to discuss
N
[edit | edit source]nakletmek: to transfer
nasip etmek: to grant
nefret etmek: to hate
niyet etmek: to intend
not etmek: to note
O
[edit | edit source]organize etmek: to organize
P
[edit | edit source]park etmek: to park
pay etmek: to split
perişan etmek: to desolate
pes etmek: to give up
pişman etmek: to make someone regret
problem etmek: to make something into a problem
protesto etmek: to protest
prova etmek: rehearse
R
[edit | edit source]rahat etmek: to feel comfortable
rapor etmek: to report
reddetmek: to deny
rekabet etmek: to compete
rencide etmek: to embarrass
rezil etmek: to disgrace
S
[edit | edit source]sabote etmek: to sabotage
sabretmek: to have patience
sansür etmek: to censor
servis etmek: to serve
sevk etmek: to send, to refer (to somewhere)
seyahat etmek: to travel
seyretmek: to watch
sınır dışı etmek: to expell
sipariş etmek: to order (an item)
sitem etmek: to reproach
sohbet etmek: to chat
söz etmek: to mention
sual etmek: to ask
suistimal etmek: to misuse, to abuse
sünnet etmek: to circumcize
Ş
[edit | edit source]şarj etmek: to charge
şikâyet etmek: to complain
şükretmek: to thank
T
[edit | edit source]taarruz etmek: to assault
taburcu etmek: to discharge (from hospital)
taciz etmek: to disturb, to sexually abuse
tahakkuk etmek: to come true
tahammül etmek: to tolerate
tahliye etmek: to evacuate
tahmin etmek: to guess
takas etmek: to exchange
takdir etmek: to appreciate
takip etmek: to follow
taklit etmek: to imitate
taksim etmek: synonymous with paylaşmak
takviye etmek: to reinforce
talan etmek: to loot
talep etmek: to request
tamir etmek: to fix
tarif etmek: to describe
tasarruf etmek: to save (a resource)
tatil etmek: to declare holiday
tatmin etmek: to satisfy
tavsiye etmek: synonymous with önermek
tebessüm etmek: to smile
tebliğ etmek: to issue
tebrik etmek: to congratulate
tecavüz etmek: to rape
tecrübe etmek: to experience
tedarik etmek: to procure
tedirgin etmek: to worry (transative)
tehdit etmek: to threaten
tekabül etmek: to correspond
tekrar etmek: to repeat
telaffuz etmek: to pronounce
telafi etmek: to compensate
tembih etmek: to recommend
temin etmek: to get access to (something)
temsil etmek: to represent
teneffüs etmek: to have a break (in school)
terbiye etmek: to discipline
tercih etmek: to prefer
tercüme etmek: to translate, to interpret
tereddüt etmek: to doubt
terfi etmek: to promote
terk etmek: to leave
teslim etmek: to hand over
tespit etmek: to determine
test etmek: to test
teşebbüs etmek: to attempt
teşekkür etmek: to thank
teşvik etmek: to incentivize
tıraş etmek: to shave
U
[edit | edit source]umut etmek: hope
un ufak etmek: to shred into pieces
uyuz etmek: to annoy
Ü
[edit | edit source]ümit etmek: synonymous with umut etmek
V
[edit | edit source]vadetmek: to promise
vakfetmek: to devote
var etmek: to create
veda etmek: to say goodbye
vefat etmek: to die (more polite than ölmek)
vekâlet etmek: to act (be acting in a position)
veto etmek: to veto
Y
[edit | edit source]yağma etmek: to loot
yardım etmek: to help
yemin etmek: to swear, to promise
yok etmek: to destroy
yolcu etmek: synonymous with veda etmek
Z
[edit | edit source]zahmet etmek: to bother
zarar etmek: to turn a loss
zikretmek: to mention
ziyan etmek: synonymous with israf etmek
ziyaret etmek: to visit
zulmetmek: to oppress